Limanlar devletler için önemli ekonomik gelişmeler sağladığından dolayı belirli bir döneme kadar çevresel ve sosyal etkileri göz ardı edilmiştir. Uluslararası denizcilik örgütlerinin çalışmaları ile son dönemlerde yeşil liman uygulamaları ön plana çıkmıştır. Bu kapsamda Avrupa Deniz Limanları Organizasyonu (Europan Sea Ports Organisations - ESPO) limanlarında uygulamak üzere yeşil rehber ve kodlarını yürürlüğe koymuştur. Kuzey Amerika’da Amerikan Liman Otoriteleri Birliği (Association of American Port Authorities - AAPA) tarafından sürdürülebilirlik rehberi yayınlanmıştır. Batı Afrika’da bölgesel liman otoriteleri (PMAWCA), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) bölge sekreteryası ve Afrika Limanları Çevre Ağı (PENaf) girişimleri ile yeşil liman politikaları uygulanmaya başlamıştır. Bunların yanında Kalmar ve Siemens gibi firmaları arkasına alan Yeşil Liman Ağı Organizasyonu ve çeşitli akademik kuruluşlar birçok çevresel ve teknolojik uygulama ile yeşil liman fikrini desteklemektedir.
Yeşil Liman tanımı akademik ve endüstriyel aktörlerin işbirliği ile denizcilik sektöründeki sürdürülebilirliği sağlamak maksadıyla 1990’lı yılların başında ortaya çıkmıştır. Yeşil Liman kavramı ilk ortaya çıktığında çevresel etki ile ekonomik fayda arasındaki dengeyi koordine ederek sürdürülebilir limanlarda kalkınmayı gerçekleştirmeyi hedeflemekteydi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da limanlarda su kalitesi, dip tabiatı ve liman gürültü seviyesi ile ilgili çalışmalar bu dönemde başlamıştır.
2009 yılında Bremen Limanı yeşil liman stratejilerini uygulayan ilk liman olmuştur. Daha sonraları Avrupa ve Kuzey Amerika’da birçok liman yeşil liman statüsünü kazanmıştır. Yeşil liman statüsü daha yüksek liman performansı ve ekonomik fayda sağlamaktadır.
2010 yılından itibaren, yeşil liman kavramı ekonomik büyümeyi tehlikeye atmadan liman faaliyetlerini çevresel ve sosyal çekincelerle uyumlu hale getirmeye çalışan yeni bir paradigma olarak uygulanmaktadır. Sürdürülebilir liman ve yeşil liman tanımları bu dönemde eş anlamlı olarak beraber kullanılmaya başlanmıştır.
Yeşil Liman uygulamalarında liman yönetimlerinin rolü bölgesel olarak geçtiğimiz 20 yılda çok çeşitlenmiştir. Batı Afrika’da bulunan limanlar özel uluslararası terminal işletme firmalarının katkılarıyla birçok açıdan ilerleme kaydetmiştir. Bununla birlikte Gana Limanı gibi limanlar katı hükümet kuralları neticesinde farklı uygulamalara sahiptir.
Uluslararası denizcilik örgütlerinin “Yeşil Liman” uygulamalarını ve ekonomik boyutlarını ele alması ile birlikte akademik olarak da araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Buna karşılık, yeşil liman fikrinin ve uygulamalarının nasıl olacağına dair çalışmalar yetersizdir. Yeşil liman uygulamaları bölgeler ve belirli limanlar arasında geniş ölçüde değişir.
Yeşil liman araçları teknik altyapı, fiyatlandırma ve erişim ve bütünleşik yönetim yaklaşımları olmak üzere üç grup halinde incelenebilir.
Teknik Altyapı:
Soğuk Ütüleme (Cold Ironing): Sahilden gemiye verilen elektriğin rüzgar, güneş ve dalga gibi yenilebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi yöntemidir. Böylece gemilerde bulunan dizel jeneratörleri ile yardımcı makinaları da kapatılır.
Atık Alım Altyapısı (Waste Reception Infrastructure): Gemilerden kaynaklı atık balast suyu, katı atıklar, motor yağları gibi her türlü atığın liman bünyesinde toplanarak denize karışması önlenir.
Kargo Elleçleme ve Ulaştırma (Cargo Handling and Transport): Limanda elleçleme yapan bütün ekipmanların bio yakıt veya yenilebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik ile çalışması hedeflenmektedir. Bu sisteme vardiyaların optimizasyonu ve kağıt kullanmayan liman işletmeleri de dahildir. Özellikle Avrupa’da emtiaların hinterlanda dağıtımında demiryollarının kullanımı ve intermodal taşımacılık modları teşvik edilmektedir.
Sera Gazı Emisyonu Envanteri (Greenhouse Gas Emission Inventory): Bu araçta sera gazına neden olan etmenlerin izlenmesi, ölçülmesi ve böylece kontrol altına alınması hedeflenir.
Fiyatlandırma ve Erişim:
Fiyatlandırma ve erişim araçları esas olarak gemi ve nakliye hatlarının liman
terminallerine ve limanda faaliyet gösteren şirketlere erişimine yöneliktir.
Çevresel Ulaştırma Endeksi (Environmental shipping index (ESI)): Bu araç; Le Havre, Antwerp, Rotterdam, Bremerhaven ve Hamburg gibi liman yönetimlerinin dahil olduğu Dünya Limanları İklim Girişimcileri Ağı’nın çabaları ile liman ziyareti yapan gemilerin çevresel performanslarını artırmak için kullanılmaktadır. Çevresel ulaştırma endeksi gemilerin daha düşük gaz emisyonu yapmasını teşvik eden ağ tabanlı bir araçtır.
İmtiyaz Sözleşmeleri (Concession Agreements): Limanlarda çalışmak isteyen şirketler çevresel sürdürülebilirlik kapsamında imtiyaz sözleşmeleri imzalamaları gerekir. İmtiyaz sözleşmelerinin kapsamı gemi atıkları, enerji kullanımı ve emisyon azaltımı gibi çeşitli konularda olabilir.
Liman Aidatları (Port Dues): Liman altyapılarını kullanan gemiler, tırlar ve diğer araçlardan alınan aidatlarla çevre koruma ile ilgili girişimlere kaynak aktarılır. Ayrıca çevreyi kirletenlerden veya mevzuata uymayanlardan da ceza olarak alınan paralar bu amaçla kullanılır.
Bütünleşik Yönetim Yaklaşımları:
Çevresel Yönetim Sistemi (Environmental Management Systems (EMS)): Liman yetkilileri tarafından çevre politika hedeflerini ve operasyonların çevresel yönlerini düzenleyen yasal gereklilikleri ve girişimleri detaylandıran bir plan hazırlanır. ESPO EcoPorts Ağı’nın “Ports Environmental Review System (PERS)”, “ISO 14001 EMS” ve “Eco-Management and Audit Scheme (EMAS)” bu planlara örnektir.
Bir diğer bütünleşik yönetim yaklaşımı liman inşası esnasında telafisi imkansız zararların oluşmasını engellemek maksadıyla doğal alanlarının oluşturulmasıdır. Böylece ekosistemin korunması hedeflenir.
Başka bir bütünleşik yönetim yaklaşımında çevreci ve sürdürülebilir teknolojilerin yakından takip edilmesi ve liman personelinin güncel konulara göre eğitilmesi hedeflenir.
Bu araçlara verilen önem coğrafyadan coğrafyaya ve zamana göre değişiklikler gösterir. Örneğin Avrupa’da 15 yıl önce çöpler büyük öneme sahipken günümüzde en az ilgilenilen bir problemdir. Halihazırda hava kirliliği, iklim değişikliği ve enerji tüketimi konuları Avrupa Birliği ülkelerinin gündemindedir.
Diğer yanda Batı Afrika limanlarında tehlikeli yüklerin elleçlenmesi ve gemi kaynaklı çöpler öncelikli konulardır. Politik ve hassas bir iş olduğundan günümüzde yeşil limanların genel bir standardı yoktur. Bölgesel olarak kabullenmeler vardır.
Comments